Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları Kurucu Ortağı, Çizgi Film Yapımcısı ve Planet Çocuk Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Şule Bilgiç çalışmalarını paylaştı
Sunuculuk, oyunculuk, motosiklet gazeteciliği ve en sonunda da çizgi film yapma yolculuğu… Ayşe Şule Bilgiç, bu uzun yolculukta Pepee’yi nasıl hayata geçirmeye karar verdi? “Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunuyum. İletişim Fakültesi mezunu biri olarak önüme açılan her kapıda henüz üniversitedeyken çalışmaya başladım. Köşe yazarlığından, oyunculuğa, yönetmenliğe uzanan farklı alanlarda alıştım. “Neden Türkiye’de bizim milli değerlerimizi yansıtan yerli bir çizgi film yok?” sorusu beni yepyeni bir heyecana doğru sürüklemeye
başlamıştı… Türkiye’de var olmayan bir sektörde üretim yapmayı başardık. Herkesin geçilmesi imkânsız dediği engelleri, yaratıcılığımızı kullanarak ve çok çalışarak aştık. Pepee bugün tüm dünyanın dikkatini çeken bir marka oldu ama bunun arkasında yedi senenin emeği, insan üstü çabası var. Ezberleri bozarak Türkiye’nin çizgi film yapabileceğini; bunların markalaşabileceğini gösterdik.” Düşyeri denince akla ilk Pepee geliyor. Pepee nasıl gidiyor? “Pepee Türkiye’de bir ilkti. Geçtiğimiz her yolda olduğu gibi Pepee’de de çalıların arasından bir patika açabilmek için çok yaralar aldık ama geldiğimiz nokta tüm sıkıntılara değdiğini gösterdi. Tüm piyasanın bildiği gibi Pepee lisanslı ürünler piyasasına bir çılgınlık olarak girdi ve bir daha kırılması çok mümkün olmayan rekorlara imza attı. Bugün geldiğimiz noktada Pepee, Türkiye’nin yarattığı değerli markalardan biri ve bu markaya nereden baktığınız önemli. Pepee sürekli kabuk değiştiren, yenilenen ve üzerine sürekli yatırım yapılan taptaze tutulan bir marka.
Yedi senedir devam eden yayından sonra hala başarı hikâyeleri yazabilmek kolay değil. Pepee, İstikbal, Migros, Procter and Gamble, Neco Toys, Pilsan, LC Waikiki, Marmara Birlik gibi onlarca öncü marka ile 3500’den fazla ürünle varlığını sürdürüyor. You Tube izlenmeleri milyarı aşan dünyadaki ender markalardan biri, geçtiğimiz yıllarda Google’ın yaptığı araştırmalarda Türkiye’de en çok aranmış olan marka. Yurt dışı pazarlamaya odaklandığımız bu günlerde dünyanın en büyük yayıncılarının Pepee’ye gösterdiği ilgi, genişleyen ürün
portföyü, biletli etkinliklerimizin halen kapalı gişe oynuyor olması, reytingler gibi somut veriler, yatırımlarımızın bu markayı nasıl geliştirdiğini gösteriyor.”
Bilgiç: “Pepee bugün tüm dünyanın dikkatini çeken bir marka oldu ama bunun arkasında yedi senenin emeği, insan üstü çabası var. Ezberleri bozarak Türkiye’nin çizgi film yapabileceğini; bunların markalaşabileceğini gösterdik.”
BU SENE PİSİ’NİN YILI OLACAK
BU SENE PİSİ’NİN YILI OLACAKPepee’den sonra RGG Ayas Leliko ve Pisi de onları takip etti… Şimdi de Aydamaya’yı çocuklarla buluşturuyorsunuz. Karakterleri biraz anlatabilir misiniz? “Pepee’nin başarısı bize yeni üretimler için cesaret ve kaynak verdi. Düşyeri
olarak tüm kazancımızı hep yeni karaktere yatırdık. Yeni markalar yarattık. Ailelerden de büyüyen çocukları için yine eğlenceli ama bizim değerlerimizi taşıyan, yaş grubu daha büyük yapımlar için yoğun talep alıyorduk. RGG Ayas, Türkiye’nin sinemadaki ilk çocuk çizgi filmi oldu; dünya devlerinin pek çok yapımını geride bırakan bir gişe yaptı. Şimdi Leliko ve Pisi gibi tv dizisi olarak devam ediyor. Leliko ve RGG Ayas eş zamanlı olarak lanse edildi ve aradan geçen bir buçuk yılsonunda olgunluğa ulaştı. Lisanslı ürünlerden ekinliklere, yayınlara uzanan faaliyetlerle bu çizgilerin de markalaşma sürecinde arkasındayız. Pisi de ekibe bu yılın başında katıldı. Pisi, Leliko, RGG Ayas’ın Koton,
Twigy, Clementoni, Taç, Neco Toys, Pilsan, gibi pek çok değerli marka ile mutluluk verici satışları var. Özellikle Pisi, bugünlerde lisanslı ürünler sektöründen büyük ilgi görüyor. Neco Toys’un bu günlerdeki pelüş oyuncak lansmanı da özellikle tekstilde hızla büyüyen Pisi’nin dünyasına heyecan katıyor. Şunu çok net görüyoruz ki bu sene Pisi’nin yılı olacak!” Sizde projeler bitmiyor. Şimdi de yeni bir dizi Aydamaya geldi! Bu kez birçizgi filmle değil gerçek çekim bir dizi ile ekranlardasınız… “Pepee her yaşın kahramanı, Leliko ve Pisi okul öncesine, RGG Ayas 6-9 yaş grubuna hitap ediyor. Aydamaya ise ‘önergen’ olarak tabir edilen 7-8 yaş üzeri çocukların dünyasına sesleniyor.
Uzaylı bir kız ve dünyalı arkadaşı ile o yaş grubunun tüm beklentilerini karşılıyor ve Düşyeri’nin ilkeleri doğrultusunda yine bizim kültürümüzü, evrensel değerlerimizi destekleyici güçlü mesajlar veriyoruz. Gerçek kişilerle çektiğimiz diziyi, animasyon ile desteklediğimiz
özel bir teknik kullanıyoruz. İddialı bir yapım olan Aydamaya da Düşyeri’nin 360 derecelik marka yaklaşımı ile desteklenecek.”
EN ÇOK İZLENEN İLK 100 PROGRAM ARASINDA!
Düşyeri karakterleri artık sizin de Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığınız Planet Çocuk’ta yayınlanıyor… Biraz Planet Çocuk ile işbirliğinizden
bahseder misiniz? “Düşyeri’nde uzun zamandır çocuk içeriği üretiyoruz ve bir televizyon kanalımızın olması en büyük düşlerimizdendi. Türkiye’de anne ve çocuğu en iyi tanıyan ekiplerden biriyiz ve bu uzmanlığımızı sadece içerik yaratmakta değil tüm ekrana yansıtma şansına ulaştık. Yüzde yüz yerli sermaye ile kurulmuş bir çocuk kanalı Planet Çocuk. 2015 yılı Ocak ayı itibariyle Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları olarak Planet Çocuk ile güçlerimiz birleştirdik. Bizim güçlü içeriğimiz ve çocuğa odaklı yönetim anlayışımız Planet Çocuk’un yayın gücüyle birleşti. Planet Çocuk Türkiye’nin teknik alt yapısı en güçlü, çekim gücü en yüksek kanallarından biri. Ücretsiz yayın yapıyor ve tüm platformlarda mevcut. Bizler de Düşyeri olarak tüm içeriklerimizi Planet Çocuk’ta topladık. Ben de şu an kanalın genel yayın yönetmenliğini
yürütüyorum. Planlama, program akışı, yayın anlayışı, global yapımların kanala kazandırılması, kanalın markalaşmasına dair tüm süreçlerde çalışıyoruz. Çocuğun merkezde olduğu bu yaklaşım sayesinde ortaya yayın sektörünü şakına çeviren bir başarı hikayesi çıktı. Kanalın izlenme oranlarını %210 arttı! Planet Çocuk ilk kez ulusal ölçüme giren özel çocuk kanalı oldu. Bu durum; Planet Çocuk’un şampiyonlar liginde yarıştığı anlamına da geliyor. Çizgi filmlerimiz; en çok izlenen ilk 100 program arasında… Dakikalık ölçümleme sayesinde Pepee, Leliko, RGG Ayas, Pisi’nin başarısını rakamlarla kanıtlayan bir veri akışı da oluşmuş oldu. Yeni başlayan Aydamaya ışında Winx, Mia ve Ben gibi kaliteli dış yapımlarla da çocukların ilgiyle izlediği bir kanal olduk. Yeni yayın sezonunda dünyada kanıtlanmış başarıları olan iddialı yapımları da Planet Çocuk ekranlarına kazandırdık. Doğa Dostları, Tamircikler, Kikoriki’yi de Düşyeri’nin 360 derecelik marka stratejisi ile sektöre güçlü lisanslar olarak kazandıracağız.” İlk olarak Pepee’yi yarattınız ve Pepee’de milyonların sevgilisi oldu… Peki sizce Pepee çocuklar kadar yetişkinler tarafından da neden bu kadar çok sevildi? “Pepee, Leliko, RGG Ayas, Pisi ve Aydamaya… Bu karakterlerin hepsi samimi ve sahici. Bir çocuğun özündeki ihtiyaçlarını biliyoruz ve onlara yetişkin gözü ile değil çocuk gözü ile bakıyoruz. Pepee’yi yaparken şunu söylüyorduk kendi kendimize; “hepimiz bir Pepee’yiz.” Yıllar sonra yetişkin Pepeeciler Twitter’da “hepimiz bir Pepeeyiz” diye bir kampanya başlattı. Demek ki doğru hissediyormuşuz. Sihirli olan böyle şeyler var. Bizim yönlendirmemiz yoktu bu kampanyada. Kendiliğinden çıkmıştı ve çok şaşırmıştık. Gerçekten de öyle. Düşyeri karakterleri gerçek çocuğa dokunuyor. Yetişkin de bu yüzden seviyor. Hepimizin içinde bir çocuk var çünkü. Bunun yanı sıra Pepee, tam da herkese hasret kaldığı şeyi verdi; bizi… Bizim alışkanlıklarımız, bizim geleneklerimiz var Pepee’de. Pepee’yle kendimiz gibi davranarak eğlenebileceğimizi fark ettik hepimiz. Anne ve babalar da hepimizin içinde var olan bu geleneklerle dolu bir çizgi karakteri gönül rahatlığıyla çocuklarına izletti. Pepee; halay çekti, horon tepti, Trakya karşılaması oynadı. İlk defa bir çizgi filmde kuru fasulye yendi. Çocuklar Pepee sayesinde; sebze yemeye başladı, diş fırçalama alışkanlığı elde etti, süt içmeye başladı.”
PEK ÇOK ÜRÜN İLE ÇOCUKLARIN HAYATINDA
Düşyeri karakterleri sadece çizgi film yolu ile değil, oyuncaklardan dijital dünyaya hatta sinemaya kadar her alanda karşımıza çıkıyor. Düşyeri’nin çocuğa ulaşmak için kullandığı kanallardan bahseder misiniz? “Düşyeri izleyicisinin yönlendirmesi ve yoğun talebi ile 360 derece çocukların hayatına girmeyi başardı. Bundan 6 sene önce Pepee yayında ve çok sevilmişken Düşyeri’ne onlarca telefon alıyorduk. “Çocuğum en çok Pepee’yi seviyor, bu sene ona yatak örtüsü alacağım ve Pepeeli almak istiyorum ama yok. Neden yapmıyorsunuz?” ya da “
Çocuğum Pepee’nin oyuncağını istiyor ama bulamıyorum. Neden yok? Yapmayı düşünüyor musunuz?” şeklinde onlarca telefon. Hatta Van’da bir oyuncak dükkânı sahibi olan Hakkı abi, unutamadığımız telefon dostumuzdur. Her hafta bizi arayıp “Hala Pepeeli bir ürün yok mu? Korsanları çıktı, getiriyorlar… Ben emek hırsızı değilim, Düşyeri çıkarınca orjinal Pepee satacağım… Ancak müşterilerimden çok fazla talep
alıyorum” diyordu. Belki inanmayacaksınız ama Hakkı abi aylarca, her hafta bizi aradı. Ve oyuncaklarımızın çıkacağı bilgisini de ilk öğrenip dükkânının camına kendi el yazısı ile “orjinal pepee oyuncakları çok yakında dükkânımızda satılacaktır.” diye yazıp bize fotoğrafını öndermişti. Özetle seyircimizin istediği her ürünü, sektörünün en iyi ve güvenilir markaları ile iş birliği yaparak Pepee, Leliko, Pisi, RGG yas ve Aydamaya ile bütünleştirip çıkarıyoruz artık. Bugün sadece Düşyeri karakterlerinin Migros markası ile taze et ve köftesi, Düşyeri uzmanlığında çıkaran anne-çocuk dergisi, Sırma ile cam şişede ilk lisanslı suyu, Bellona, İstikbal, Mondi, Taç ile yatak örtüleri, nevresimleri, LC Waikiki, Koton, Eren Çorap ile giysileri, Twigy’den ev ayakkabıları ve terlikleri, Yaygan çanta ile çantaları, Keskin Color’dan kırtasiye ürünleri, Neco Toys, Pilsan ve Degar, Amega’dan ile çeşitli oyuncakları, Seyidoğlu ile tahin-pekmez-helvası, Merinos ile battaniyeleri, Clementoni ile yapbozları, Tavuk Dünyası zinciri ile çocuk menüleri, Goldmaster ile tablet ve elektronik gereçleri, Bebeneo’dan
bebe aksesuarları, Marmara Birlikten, zeytin ve zeytinyağları, Anavarzadan bal, Berko İlaç’dan Balık yağı, Buldumbuldum’dan yetişkinlere
yönelik hediyelik ürünleri, İnkılap Kitabevi’nden kitapları, Armada’dan duvar kâğıtları, Blendax’dan saç bakım ürünleri, Boniquet’ten ağız bakım ürünleri gibi pek çok ürün ile çocukların hayatına giriyor.” Pisi’ye tekrar gelecek olursak, Düşyeri’nin ilk hayvan karakteri ve lisans dünyasında onun da çok büyük bir başarısı var… Biraz Pisi’yi anlatabilir misiniz? “Pisi bir Van kedisi… Okul öncesi çocuklar için çok doğru bir içerikle kurgulanmış Pisi; hem sektörü hem de çocukları Pepee kadar heyecanlandırıyor. Pisi’yi özel kılan bir diğer nokta ise; Pisi’nin henüz yayınlanmadan önce yetişkin kadınların ve çocukların dünyasında kendine yer bulmuş olması. Yayından önce raflarda yer alan Pisi ürünleri, içinde küçük bir çocuk barındıran yetişkinler tarafından da benimsendi. Pisi, lisanslı ürünleriyle çocukların olduğu kadar kadınların ve genç kızların da oldukça yoğun ilgisini gördü.”
KORSANA KARŞI DURMALI
Düşyeri karakterlerinin lisanslı ürünlerine büyük ilgi var. Bu yüzden de bildiğimiz kadarıyla çok fazla korsan üretimi ve satışı yapılıyor… Bu konuyla ilgili neler yapıyorsunuz? “Korsan, sektörümüzün yaşam damarlarını tıkayan bir hastalık gibidir. Korsan ürünlerin içinde emeğin sömürüsü, devlete vergi vermeme ve çocuk sağlığının hiçe sayılması gibi pek çok unsur vardır. Düşyeri olarak ana hedefimiz vicdanlı
nesiller yetiştirmek. Bunun için de paydaşlarımızla, tüketicimizle, izleyicimizle, sektörle olan ilişkilerimizde günü kurtarmak yerine, hep işimizi en doğru şekli ile yapmaya odaklandık. Türkiye’de çizgi film üretmek hala inanılmaz derece pahalı olan ve lisanslı ürünler gibi yan gelirlerle gerçekleşmesi mümkün olan bir üretim hattı. Bugün, bir çizgi film karakterinin halaylar çekmesi, türkü söylemesi, yabancı ülkelerde Türk bayrağı ile açılan yapımların izleniyor olması ile hepimiz gururlanıyoruz ancak; bu gururun devam edebilmesinin en önemli yolu lisanslı ürünlerdir. Çizgi filmleri Türkiye’de bağımsız çizgi filmin varoluşu olarak ta adlandırabiliriz. Korsan her sektörde var ama çizgi film sektöründe korsan, çizgi filmin devam etmesi ve onlarca ailenin geçimi için hayati önemdedir; kardan zarar değildir. Türkiye’den dünyaya
kültür markaları gitmesini isteyen daha da önemlisi çocuklarını kaliteli ve gelenekleri ile beslenen yapımlarla büyütmek isteyen herkes korsana karşı durmalıdır. Korsan ürünlerle meydana gelen vergi kaybı ve haksız rekabetle, gerçekten bu sektöre emek veren kişilerin hakkının yendiğini düşünüyorum. Aynı zamanda korsan ürün denetimlere, testlere tabi olmadığı için çocuklarımıza zehir saçan ürünlerdir. Düşyeri, tüm bu sebeplerden ötürü korsan ürünlerle net bir mücadele içindedir.” Duyduğumuz kadarıyla korsan ile mücadelede farklı yöntemler kullanıyorsunuz. Düşyeri korsanla mücadele için neler yapıyor? “Bir hukuk devletinde tek yöntem tabii ki hukuka sığınmaktır. Bu anlamda Düşyeri’nin şu an korsana karşı açılmış binlerce işlemi var. Ancak şunu unutmamak gerek; bizim amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Korsan haksızlıktır ancak; şu da bir gerçek ki‘korsancı’ dediğimiz insanlar da kötü masal kahramanı değil, aynı sektör içinde çalıştığımız, aynı kaynaktan beslendiğimiz, hatta yeri geldiğinde birlikte çay içip sohbet ettiğimiz insanlar. Üzerini çizmek hele de hukuki
olarak sonuna kadar haklı olduğun bir noktada çok normal ama Düşyeri’ndeki düsturumuz gereği insanları kazanmaya çalışmak bizim için daha değerli. Bu çerçevede, korsan ürün sattığını tespit ettiğimiz pek çok noktayı lisanslı ürün satar hale getirdik. Bu noktalar kanunsuz,
ürünler yerine yasal, devletine vergisi ödenmiş ürünleri raflarına koydular. Doğrudan ayrılmadan, kendimizi doğru anlatarak sektörümüze katkı sağlamaya devam edeceğiz.”
ARTIK DÜŞYERİ İÇİN HEDEFLER DAHA DA BÜYÜK
Düşyeri yurt dışına açılıyor. Uluslararası arena için nasıl bir hazırlık içindesiniz? “Pepee ile başladığımız yolculukta, kendi değerlerimizden keyif almayı öğrendik; çocuklarımıza geleneklerimizi, kim olduğumuzu öğretmenin daha önce kullanılmamış çok eğlenceli bir yolunu bulduk. O yüzden Pepee gönüllere taht kurdu ve diğer markalarımız da aynı değerlerle şekillendi. Diğer taraftan Düşyeri karakterlerini çok değerli kılan ve milyonlara ulaştıran bir diğer unsur da içeriklerin bilimsel veriler ışığında oluşturulup evrensel, insani değerleri pekiştirmesi.
Dünya animasyon sektörünün yüz yıla yakın sürede geldiği noktada on binlerce çizgi film, yüzlerce dev firma var ancak bunlarla rekabet bize hiç güç gelmiyor. Zira dünya pazarını detaylıca incelediğinizde yapımların ezici çoğunluğunun çocuk için hiçbir kaygı gütmeyen sadece son trendleri gözeterek, hızla satılması için kurgulanmış yapımlar olduğunu görüyoruz. Cannes’da düzenlenen dünyanın en büyük televizyonculuk fuarı Mip. Com’da dünyanın her yerinden ve en büyük oyuncularından yapımlarımıza büyük ilgi gördük. Yurt dışı pazarlama
süreçlerine bu sene başlamış olmamıza karşın böyle yoğun bir ilgi ve bilinirlikle karşılanmak bizi mutlu etti. Fuar kapsamında onlarca basılı ve görsel yayında haber olmak; konferanslarda başarı hikayemizi anlatmak üzere konuşmacı olarak davet edilmek büyük adımlar…
Ancak Düşyeri olarak global amacımız sadece çizgi filmlerimizi pazarlamak değil, Türkiye’deki 360 derecelik marka iletişimi kurgumuzu da gittiğimiz bölgelere taşımak. O yüzden çizgi filmlerimizin yanı sıra kitaplarımızın, lisanslı ürünlerimizin, etkinliklerimizin de farklı ülkelerde başarı göstermesi için çalışıyoruz. Artık Düşyeri için hedefler daha da büyük…”
ŞAMPİYON
Avrupa iş ödülleri şampiyonluğunuz da var… Nasıl geldi bu şampiyonluk? “Avrupa İş Ödülleri (European Business Awards) 2015–2016’da Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları olarak Türkiye’nin ulusal şampiyonu olduk. Avrupa İş Ödülleri’nde 10 ulusal şampiyondan biri olarak, ülkemizi Ruban d’Honneur ödüllerinde başarı ile temsil edeceğiz. Yurt dışından gelen bir diğer güzel haber de “Hollywood Reporter” dergisinin açıkladığı, dünya televizyon sektörünün en güçlü 25 kadını arasında yer almak oldu.”