EVSİD ev sahipliğinde plastik sektör toplantısında sorunlar ve çözümler masaya yatırıldı.
EVSİD ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı Genişletilmiş Plastik Sektör Toplantısı, PAGEV, PAGDER ve TOYDER’in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda sanayinin ve ihracatın önündeki yapısal sorunlar ele alındı. Moderatörlüğünü Vahap Munyar’ın yaptığı toplantıya, EVSİD Başkanı Talha Özger, EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, OYDER Başkanı Reşit Akar ve PAGDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Utku Şahin katıldı. Sektördeki güncel gelişmeleri değerlendiren sektör temsilcileri, toplantıya katılan ihracatçı firmalarla sorunları ve çözümlerini masaya yatırdı.
“Sanayiciler olarak asla pes etmedik”
Plastik sektöründeki ihracat rakamlarının ilk 6 ayda %5.2 oranında bir düşüş yaşadığını belirten EVSİD Başkanı Talha Özger, “Sanayiciler olarak dünyadaki olumsuz daralmalardan dolayı birçok krizden geçtik ama pes etmedik. Bu sebeple bu yıl ihracatımızda düşüş yaşandı. Ancak önümüzdeki dönemde bu düşüşü telafi etmek üzere 20 firmayla beraber civar ülkelerden firmaların katılımıyla bir heyet düzenliyoruz. Melbourne, Çin ve Malezya’da fuarlarımız devam edecek. 2025’te odaklanmamız gereken ülkelere yoğunlaşarak ihracatımızı artıracağız” dedi.
Sanayici kendi yerinde üretim yapmalı
EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder, “İçinden geçtiğimiz dönemde hepimiz çok farklı sorunlar yaşıyoruz. Felsefede ‘can sıkıntısı’ ve ‘geçim sıkıntısı’ olarak iki tür sıkıntı ele alınır. Bizler geçim sıkıntısı yaşıyoruz, bu sebeple bazı şeyleri kaçırıyoruz. Tasarım ve markalaşma gibi konulara eğilememizin nedeni geçim sıkıntısı. Bizler enflasyon ve kur gibi cari sorunlar yerine daha yapısal konulara yönelmeliyiz. Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri ise verimlilik sorunu. Sanayide bu; fabrika sorunu olarak öne çıkıyor. İmalatçıların %90’ı kiralık fabrikalarda üretim yapıyor. Sanayicimizin kendi yerinde üretim yapabilmesi çok önemli. Ayrıca Avrupa ve Asya ülkeleri ile kıyasladığımızda bunun maliyeti Türkiye’de oldukça fazla” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’nin KOBİ’leri koruyan regülasyonunu örnek veren Önder, “Paranın üretici KOBİ’lere hızlı dönmesi lazım, böylece parası olan KOBİ yatırım yapabilsin, finansmana erişim ve finansmanın kalitesi artsın” dedi. Yeşil dönüşüm konusuna ağırlık verilen toplantıda Önder, “Yeşil dönüşüm bir diğer önemli konu. Avrupa Birliği bizim en önemli pazarımız. Bu pazara daha fazla ihracat yapabilmek için yeşil dönüşüm takip edilmeli” ifadelerini kullandı. Dijital dönüşüm sorununa da değinen Önder, “Kültürel olarak bizim veri problemimiz var. Dijital dönüşümde gelişemememizin temel sebebi budur. Diğer yandan sanayideki dönüşümde de geç kaldık. Örneğin elektriği bulduk ancak otomasyona henüz geçemedik. Genç nüfusun azalması da bir diğer sorun. Hizmet sektörü büyüyor ancak çalışabilecek eleman bulunmuyor” şeklinde konuştu. Lojistik sorununa da değinen Önder, imkan ve kabiliyetlerin artmasının sanayimizde önemi oldukça büyük olduğunu ve lojistikteki maliyetlerin azaltılması gerektiğini belirtti.
“Dilin katalizör rolü çok önemli”
Burak Önder, Türkiye’nin ihracatında artan pazar payına dikkat çekerek, modern ihracatın oluşturulmasında lojistiğin kritik önem taşıdığını vurguladı. “Sivil toplum kuruluşları bu sorunlara tek başına çözüm üretmekte yeterli değil. Bu süreçte kamu kurumlarının da destek vermeleri gerekiyor” dedi. Önder, Türkiye’nin bilgi üretiminde zorluklar yaşadığını belirterek, “Toplum olarak doğuyu bile batılı kavramlarla ele alıyoruz. Dilin bu süreçte katalizör rolü çok önemli” diye ekledi.
Asıl bilginin demografik ve kültürel yapıyı öğrenmekle başladığını vurgulayan Önder, “2020’lerde stratejik enstrümanları belirlememiz ve doğru adımları atmamız gerekiyor. Öncelik fuar veya ihracat değil, Türkiye’deki kurumların bilgi üretmesidir” dedi. Önder, “Çalışkan insanlara karşı olumsuz algılar oluşturuluyor. Bilgi önemli ama kültürün değiştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türk sanayisinde emekçinin çalışmaktan soğumasının ülke için bir kayıp olduğunu dile getiren Önder, “30 yıllık emek veren insanlardan verim alamıyoruz çünkü motivasyonları düşük” dedi. Son olarak, sanayi ve ihracatın karşılaştığı yapısal sorunlara dikkat çekerek, “Bu sorunlara çözüm bulmak sektörlere düşüyor. Bu seslere kulak vermeliyiz” şeklinde konuştu.
“Güçlü sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç var”
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, sivil toplum kuruluşlarının dünya genelinde başarılı ülkelerde meseleleri tutup koparacak yapılar olması gerektiğini, ancak çoğunluğunun popülizm ve vasatlık içinde sürüklendiğini belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Eroğlu, “Bu tür yaklaşımlar bize hiçbir şey kazandırmaz. Tuttuğunu koparacak sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacımız var ve dünya genelinde bunları savunmalıyız” dedi.
Konuşmasında yeşil dönüşümün önemine vurgu yapan Eroğlu, “Güzel olan şeyler genellikle zorla yapılır. Dünya genelinde ekonomik gücün doğuya kayması ve iklim değişikliği gibi büyük trendler yeşil dönüşümü zorunlu kılıyor. Karbon emisyonlarını azaltmalıyız” şeklinde konuştu.
Eroğlu, atık milliyetçiliğinin de önemine değinerek, “Avrupa Birliği’nde plastik üretiminde geri dönüşüm oranlarının belirli bir yüzdeye ulaşması gerekiyor. Atık, dünyanın en büyük hammadde kaynağı haline gelmiştir. Çin’in büyümesine rağmen, küçük katkılarımıza rağmen sesimizi duyuramıyoruz. Biz de bu konuda daha etkin olmalıyız” ifadelerini kullandı.